SAKSI DEĞİLİM BEN !



           Tüm zamanların içinde bizler, en gelişmiş nanolojik sisteme sahip canlılarız. Ama aynı zamanda psikolojik bir süreçten de geçiyoruz. Peki bu pskilolojik süreci kapsayan duygu ve düşünceler  nasıl oluşuyor?

          Aslında herşey bir bilgidir. Bedenimizin dışında olan ve hergün gözlemlenen hayata dair herşey.
Beyin etrafındaki en ufak hareketi , kokuyu , sesi bir bilgi olarak görür. Yağmurun yağmasıyla ıslanmak bir bilgidir. Sonucu ise yağmurda ıslanmamak için korunmak gerektiği. Çok basit olaylarla anlattığım bu bilgi alımı ve analizi belkide şu an psikolojik olarak savaş verdiğimiz durumların temelidir? Bir insanı sevmek ama bırakamamak ya da bir kişinin ölümüyle yas tutmak, onun artık var olmayışını kabul edememek.

Beyinde aynı bir karaciğer bir mide gibi bizim parçamızdan ibarettir. Ama psikoloji o kadar güçlü bir oyundurki işte bu günlük hayatta edindiğimiz önemsiz bilgiler sirsilesinin zamanla bizde duygular yaratması tüm gerçeği unutup dikkatimizin asıl olandan kaymasına sebep olur. Bilgi düşünceye, düşünce duyguya dönüşür.
 
      " aç olan bir köpeği besledi . Demekki vicdanlı bir insan. "
       " güzel bir kız . "
       " benim istemediğim bir olaya sebep oldu demekki iyi biri değil. Onu sevmiyorum."

                                                       bilgi -> analiz -> duygu

          Psikolojik süreç tam olarak bundan ibarettir. Yani başa çıkamayacağımız birşey asla değildir.

Mesela en bilinen ve eskiye dayanan bilgiden örnek vermek gerekirse;
         Erkeklerin uzun saçlı , dolgun göğüslü , geniş kalçalı kadınlara daha fazla ilgi duymasının sebebi cinsellik olarak bilinir. Aslında bu tam olarak cinsellikle alakalı değildir , üremeyle alakalıdır.
En eski çağları düşünürsek , insanların tek amacının  ya da tek bildiğinin  üremek, avlanmak ve hayatta kalmak olduğunu  varsayarsak daha çok üreme yetisinin içgüdüsel olarak daha kadınsı görünüme sahip insanlara yönelmeye sebep  olduğunu düşünebiliriz. Büyük göğüs bilinç altında yavruyu daha iyi besleyebiliri çağrıştırırken, uzun saçlar sağlığı , geniş kalçalarda doğurganlığı simgeliyor olabilir.

 

         Düşüncelerimizle ve duygularımızla o kadar özdeşleşirizki zamanla tüm bu bilgiler ve sonucları dizisinin " biz "  olduğumuzu sanırız. Kendimizi bundan ibaret görmeye başlar,  bunlarla ifade ederiz.  Bu sınırlama ve özdeşleşmişlik hali yüzünden hayattaki deneyimlerimiz işlevsiz kalırken deneyimleyebileceklerimiz de yok olur.

        Bedenimiz ,  evimiz , düşüncelerimiz ve ötesi hayatımızın aksesuarlarıdır. Onlara bağlı kalmak ve onların içinde sıkışıp kalmak  hayatımızın akışına balta vurmak anlamına gelir.



      PSİKOLOJİK SÜRECİMİZ TAMAMEN BİZİM DRAMIMIZDIR. GERÇEKLE BİR İLGİSİ YOKTUR. 

 
       Düşünceler bize aittir ama bizi tanımlamaz. 
     Bu sandalye bana ait ama bu beni bi sandalye yapmaz ..


Yorumlar