EVRENLE DANS


     Aum (Om)  mantrası.. Herhalde en güzel ve en güçlü mantra bu olmalı. Kısa bir Om değil ommm..

Evrenin yaratılışının belli başlı frekanslarla, titreşimlerle oluştuğunu düşünürsek  , om sesinin yarattığı titreşim ve frekansın yine evrenin bir parçası olan insan bedeni üzerindeki etkisi küçümsenecek gibi değil. Sanki bu sesle bu mantrayla tüm hücreler " işte benim şarkım! " diyerek piste atlıyor.
                 

    Aum , sadece ağızdan çıkan bir ses değil , çakraları açan ve dengeleyen ve sizi belirli bilinç durumlarından geçiren vücuttaki enerjik bir deneyimdir.   A, kök çakrası  . U , kalp çakrası. M, üçüncü göz. 
  Aum ' un bilinç durumları ise;   A: uyanıklık.   U : rüya durumu.   M : derin uyku ve derin meditasyon.  Sonrasındaki   Sessizlik ; tarif edilemez mutlak gerçeklik  olarak açıklanır.

  Peki herkes bu hissetiklerimi hissediyor mu om mantrasını tekrarlarken ya da dinlerken?  Bence bu biraz Mindfulness  dediğimiz  farkındalığa bağlı bir durum.  Aldığın nefesi gerçekten farkında olarak , hissederek, sakin ve derin almak mesela.  Derin  ve uzun nefes alıp vermenin bedenimizi rahatlatmasının sebebide budur. İkinci uzun nefeste üçüncü uzun nefeste artık sadece nefesimize odaklandığımız için daha önce almadığımız verimi alırız ciğerlerimizden ve bu sakinleşmemize sebep olur . Çünkü bedenimiz ve  zihnimiz  tek bir ortak gaye için sonunda buluşmuştur ; Nefes almak ve nefes vermek. Bu deneyimi edinip bu prensiple farkındalığı korumaya devam ettiğinde  , kayalıklara çarparak süzülen deniz suyunu izlerken yakalıyorsun kendini.

  Çoğu zaman aynı yukarıdaki görsel gibiyiz. Aslında karaya oturmuş ama batma tehlikesinde  çünkü içi su dolmuş. Çevremizde olan biteni benimseyip içselleştirdiğimizde,  aynı bu kayık gibi batma tehlikesinde hissedip dolma noktasına gelebiliyoruz bazen. Tek bilmediğimiz,  aslında istesekte batamayacağımız. İçimizde ve dışımızda olan bitenle o kadar bütünleşiriz  ki hakikati göremeyiz çoğu zaman. Sadece  olanların bizde yarattıkları duygu durumuyla ilgilenir , kapılır gideriz akışına.

   Böyle durumlarda hatırlamamız gereken tek şey şudur ; öncelikle yaşamımızda olan hiçbir "an" sonsuza kadar kalmayacaktır . Çünkü hayat değişkendir , bir olay binbir olaylar sirsilesini getirir.  Bunun farkına varıp yaşananların içinde boğulmaktansa akıp gitmesine izin vermek gerekir.

    Bizler diğer tüm varlıklar gibi evrenin bir parçasıyız . Tek yapmamız gereken bir ağaç gibi  evrenle dans etmeye devam etmek ve teslim olmak !


                                    STOP BEİNG A GLASS , START BEİNG A LAKE! 

Yorumlar